Yayınlanma tarihi: 31.08.2021 06:02
Dijital dünyanın da kendine göre trendleri var. Son zamanlarda yapay zeka ve ses tanıma teknolojisinin gelişimi ile birlikte dijital dünyanın yükselen trendi “ses” oldu.
Sinan Cem Çamözü
Arama motorlarının ortaya çıktığı 1990’larda, bilgisayar başına oturmak şarttı. İnternete sadece masaüstü bilgisayarlardan bağlanıldığı o yıllarda, bilgi edinmek istediğiniz konuyu, merak ettiğiniz soruyu yazıyor ve web’te bulunan sayfaları okuyarak amacınıza ulaşabiliyordunuz. AltaVista, Yahoo, Google derken, Bing, Yandex ve yerli arama motoru Yaani gibi alternatifler hayatımızda yerini aldı. Hemen ardından mobil teknoloji devrimi ile birlikte internet cebimize girdi. İstediğimiz zaman, istediğiniz yerden internete bağlanabilmemize olarak tanıyan mobil teknoloji, dijitalleşme hızımızı artırırken, yapay zekanın (AI – Artificial Intelligence) devreye girmesiyle birlikte cep telefonlarımız, makineler giderek akıllandı.
CEBE GİREN ASİSTANLAR
Şüphesiz mobil cihazların zekasını bize ispatlayan en önemli uygulamalardan biri; dile gelmeleri oldu. Apple’ın Siri’yi bizlerle tanıştırdığı 2011 yılında, “Kişisel Dijital Asistan” kavramı da gündemimize girdi. Türkçe konuşmaya başladığı 2015 yılında Siri’nin aklının sınırlarını zorlayarak aldığımız komik cevaplara gülerken geleceğin en önemli teknolojilerinden biri ile tanıştığımızı tam olarak anlayamamış olabiliriz. Ancak zaman gösterdi ki, dijital dünyada iletişimin tek yolu yazı değil. Ses; birbirimizle olduğu kadar makineler ile iletişimde de önemli. Siri’nin hemen ardından diğer teknoloji firmalarının akıllı asistanlarını bir bir piyasaya sürmesi de bunun göstergesi oldu. Google “Google Asistant”ı ve “Ok Google’ı, Microsoft “Cortana”yı, Samsung “Bixby”i tanıtırken, telefonumuzla, bilgisayarımızla konuşarak anlaşmak olağan bir hal aldı. Ses tanıma teknolojisi henüz mükemmele erişmese de, sesli komut vermek ve gelen sesli yanıtı dinlemek giderek benimsendi.
EVDEKİ AKILLI YARDIMCILAR
Bunda şüphesiz telefonlarımızdaki asistanlar kadar, akıllı ev asistanlarının da büyük etkisi oldu. Bir yandan akıllı ev sistemleri yaygınlaşırken, diğer yandan “akıllı hoparlör” olarak tanıtılan cihazlarda yer alan yapay zeka destekli ev asistanları günlük hayattaki yerlerini almaya başladı. Yakında Türkçe konuşmasını beklediğimiz Alexa, bu konuda öncülük yaptı. Amazon’un 2014 yılında satışa sunduğu Echo adındaki akıllı hoparlör ile birlikte evlere giren dijital asistan Alexa, haberlerden hava durumuna, alışveriş listesi oluşturmaktan taksi çağırmaya, müzik çalmaktan kitap okumaya kadar yüzlerce işi üstlendi. Ne istediğinizi söylemenizin yeterli olduğu Alexa, bu arenada yalnız kalmadı; Google Home Hub, Apple Homepod adını verdiği akıllı hoparlörle piyasaya girdi. Kısa bir süre önce Samsung da, Bixby asistan desteği ile Samsung Galaxy Home’u piyasaya süreceğini duyurdu.
Bütün bu gelişmeler gösteriyor ki, dijital dünyada sesler yükselmeye devam edecek, dijital asistanların yetenekleri artarak devam edecek. Yapılan işbirlikleri sayesinde pek çok farklı marka tarafından üretilen cihazlarla uyumlu hale gelen dijital asistanlar, yakın zamanda çok daha fazla alanda hizmet veriyor olacak. Alexa’nın Ford, Hyundai, Volkwagen gibi otomobil firmaları ile yaptığı anlaşmalar da bunun bir örneği. Anlaşılan kişisel dijital asistanlar yakında evden dışarı çıkacak.
SES ENTEGRASYONU SÜRÜYOR
Sesli arama ve diyaloğa dayalı etkileşim şeklinde devam eden bu gelişme, bugünlerde pazarlama dünyasına da entegre edilmeye çalışılıyor. Şimdiden pek çok şirket, arama motoru pazarlaması stratejilerinde sese daha fazla yer ayırırken, sesli aramalarda önde çıkmak için etkin anahtar sözcükler ve cümleler bulmaya çalışıyor. Haliyle 2019 dijital trendleri arasında sesli aramalar da yer alıyor. Bu yıldan itibaren e-ticaret sitelerinde arama opsiyonu olarak ses ile arama özelliğinin yaygınlaşması bekleniyor.
Bunun bir nedeni, mobil üzerinden gelen trafiğin artması ise diğeri de asistan yazılımları aracılığı ile sesli aramalarda görülen artış. Hem arama motorları üzerinde hem de doğrudan cihaz üzerinden yapılan sesli aramalar, kullanıcıların hayatını kolaylaştırdığı için giderek önem kazanıyor. Yapılan araştırmalar 2020 yılına kadar tüm internet aramalarının yüzde 50’sinin sesli olacağı yönünde. ABD’de bu oran şimdiden aşılmış durumda. Mastercard’ın hazırladığı rapor, ABD’de, tüketicilerin yüzde 60’ının ses komutlarıyla alışveriş yaptığını gösteriyor. Bu oran Avrupa’da yüzde 20 civarında. Rapora göre, tüketici alışveriş kolaylığının yanı sıra sesli komut vermekten, sanal asistanlarla ve chatbot’larla konuşarak alışveriş yapmaktan hoşlanıyor.
Kabul edelim ki; dokunmatik ekranlar ile kolaylaşan hayat, sesle çalışan cihazlarla daha da kolaylaşacak. Sesle çalışan cihazların yükselişini izlemeye devam edeceğiz. Yapmamız gereken bizden sesli komut bekleyen işletim sistemleri ile diyalog kurmaya alışmak. Çünkü yapılan çalışmalar gösteriyor ki; yakında sadece “Saati 7’ye kur”, “Annemi ara” gibi robotik komutlar vermek zorunda kalmayacağız. “Kahve saatim geldi” dediğimizde dijital asistanımız akıllı cezveye “çalış” komutu gönderirken, bize de evden çıkarken “Hava yağmurlu yanına şemsiye al” gibi tavsiyelerde bulunacak.
HER YERDEN SES ÇIKIYOR!
Dijital dünyada sesin yükseldiği tek yer aramalar ya da asistanlar değil. Pek çok alanda sesin öne çıktığını gözlemliyoruz. Bu teknolojiden yararlanmak için özel bir çaba harcamasak bile zaten birçok yerde karşımıza çıkıyor. Mesela, bankayı arıyorsunuz ve alışık olduğunuz üzere karşınıza sesli yanıt sistemi çıkıyor. Bugüne kadar seçenekleri simgeleyen rakamı tuşlamanızı isteyen sistem, artık sadece kendisi konuşmuyor sizden de konuşmanızı istiyor. Ne istediğinizi söylediğinizde ilgili bölüme yönlendiriyor. Ya da cep şubede ‘çalışan’ mobil asistan ile konuşarak işlem yapabiliyorsunuz. İşte birkaç örnek daha:
- Sesli platformlara olan ilgi, müzik piyasasında da kendini gösteriyor. Pandora, Spotify gibi online müzik kanalları giderek popülerleşirken, dijital ses platformlarının reklam gelirleri de artıyor.
- Yeni bir mecra olarak Podcast dijital dünyadaki yerini alıyor. YouTube gibi kendi ekosistemini oluşturan video içerikler popülerliğini korusa da, Apple’ın hayatımıza soktuğu Podcast uygulaması, dinlenebilir içeriği cazip kılıyor. Türkçe içeriğin de yavaş yavaş arttığı bu mecra, herkese yayıncı olma fırsatı da sunuyor. Sadece iTunes’da değil, iTunes, Anchor, Spotify, SoundCloud, Stitcher gibi platformlarda da podcast dinlemek ve yayınlamak mümkün.
- Bankacılıktan alışverişe, medyadan eğlenceye pek çok sektörde chatbot uygulaması yaygınlaşıyor. Yapay zekâ tabanlı teknolojilerden beslenen chatbot’lar artık kullanıcılar ile sadece yazışmıyor, sesli diyaloglar da kuruyor.
- Sesli komut ile alışveriş deneyimi için gelecek yılları beklemenize gerek yok. Facebook Messenger’ın arama sekmesine bu hizmeti veren markalardan birinin adını yazıp, chatbot üzerinden sohbet ederek sipariş oluşturmanız mümkün.
- Geçtiğimiz günlerde Google ile işbirliği yapan H&M Home, sesli komutlarla ürün satın alma olanağı sunuyor. Bu alışveriş Android işletim sistemini destekleyen akıllı telefonlar ve Google Home akıllı cihazı üzerinden sesli komut verilerek yapılabiliyor.
Sese değer veren bir mecra da WhatsApp. Yazışmanın yanı sıra sesli mesaj ve internet üzerinden konuşma olanağı sunan WhatsApp, grup sohbetlerine toplam 4 kişiye kadar sesli konuşmayı sağlayan buton ekledi. Gelen güncelleştirme ile rehberinizde kayıtlı olan 3 kişiyle beraber, aynı anda sesli sohbet etmenizi sağlıyor.
- Bu yazı Solunum Derneği TÜSAD için hazırlanmış ve ilk olarak Solunum Aktüel’de yayımlanmıştır.